Kaygı bozukluğunda olumsuz duygulanım meyli artmıştır. Akupunktur bu rahatsızlıkta olumsuz duygulanım sebeplerini sinir sistemindeki hücre ilişkileri seviyesinde düzelterek onarır.
Hayatımızın Bir Parçası Olarak Anksiyete ve Hastalığa Dönüşümü
Hayatımızı yönetmeyen, bizi tedbir almaya yönlendiren kaygı halini hastalık olarak adlandırmak mümkün değildir. Bu durum tehlikelerle dolu bir zeminde yaşamını devam ettirebilmenin şartlarındandır. Eğer kaygı olmasaydı cazip bir manzara karşısında tereddüt etmeksizin kendimizi uçurumdan aşağıya atabilirdik. Yani kaygı yeryüzünde varoluşumuzun son derece gerekli bir parçasıdır.
Ancak aşırılaşmış kaygı halinin, bilinç durumunun bozulmadığı psikolojik sorunların hemen tümüyle ilişkisi vardır. Panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik problemler buna örnektir. Sedef hastalığı, mide yakınmaları, bazı astım türleri, migren, bazı alerjik deri rahatsızlıkları gibi psikosomatik yakınmalarda ise bu ilişki dolaylıdır.
Bizi tedbir almaya yönlendirmesi gereken bu duygu eylemlerimize engel olmaya başladığında bizimle barışık olan ve destekleyen duygunun yerini emreden ve engelleyen hastalıklı bir yapı almıştır. Bu bozulma daha da ilerleyerek sınırı aşabilir ve hastalık haline evirilebilir. Kaygı durumunun olur olmaz yerlerde hiç gereği yokken açığa çıkmasının adı ise kaygı bozukluğudur.
Akupunkturun etkin olduğu alanların en önemlilerinden biridir kaygı bozukluğu. Çünkü hiçbir yan etkisi olmamakla birlikte zihni dinginleştirmede, kaygıyı azaltmada ve stresin yol açtığı bedensel yansımaları düzeltmede yetkin bir tedavidir.
Tedavinin başlangıcından çok kısa bir süre sonra nedensiz yorgunluklarınızda azalma gözlemleyebilirsiniz. Bu ilk belirtiyi genellikle günlük stres algısında azalma takip eder. Sonrasında endişenin yerini kararlı dingin bir hal alır. Hayattan aldığınız tadın, tebessümün ve sükunetin size ne kadar yakın olduğunu şaşırarak izlemeniz bizi mutlu edecektir.
Dr. Mehmet Salih Özaytürk