Fıtık henüz oluşmadan önce, çoğu zaman çevre dokularda, eklemi saran bağlarda ve omurun yüzeysel eklemleri olan faset eklemlerde yıpranmalar ve bozulmalar meydana gelir.
Omurganın yapısını oluşturan unsurları ele aldığımız zaman şu majör yapıları görürüz:
1. Omur kemikleri
2. Omur kemiklerinin geniş kısımlarının arasında bulunan diskler
3. Her iki omur kemiğinin yanlardan birleştiği bölgelerdeki faset eklemler
4. Omurilik kanalı
5. Kanal içerisinde aşağıya doğru sarkan omurilik
6. Her iki omur bileşkesindeki yan oluklardan dışarıya çıkan sinir çiftleri
7. Kemikleri sıkı sıkıya sarmış ve birleştirmiş olan eklem bağları
Bel bölgesinin omurları iri gövdelidir. Hareketli olmasının yanında yük taşıyabilir özelliktedir. Diskler geniş ve eklem bağları oldukça sıkıdır. Ağır sporlarla, aşırı hareketli bir yaşantıyla, genetik yapının nispeten narinliğiyle bu güçlü yapı zedelenebilir. Bel fıtığı çoğu zaman ileri yıpranmanın yol açtığı bir durumdur.
Problem bu seviyeye gelmeden önce çevre dokularda, eklemi saran bağlarda ve omurun yüzeysel eklemleri olan faset eklemlerde yıpranmalar ve bozulmalar meydana gelir. Sorun başlangıç seviyesindeyken hasta farklı pozisyonlarda ağrı hisseder ancak yapılan görüntülemelerde disklerde fıtık görülmez. Eğer fıtık görülse dahi oldukça küçüktür.
Başlangıç seviyesindeki bir fıtık omurilikten ayrılarak omurların arasındaki kanallardan çıkan sinirlere çoğunlukla bası yapamaz. Bu nedenle bölgede veya sinirin yöneldiği alanlarda ağrı duyulması beklenmez. Bu durumda yaşanan ağrı ve hareket kısıtlılığı çevre dokuların hasarına bağlıdır.
Proloterapi tedavisiyle problem ilerlemeden 3 ile 5 seansta çevresel dokuların rejenerasyonu mümkündür. Tedaviler seanslar halinde yapılır. İlk seanstan 15 gün sonra 45 gün sonra yapılan uyarılarla doku onarımı tetiklenir. Ayrıca bir işlem yapılmasına gerek kalmaksızın dokuların kendini yenilemesinin önü açılır.