Bu çalışma akupunktur tedavisinin, latanslarında gecikme olan hastalar üzerine etkileri olduğunu gösteriyor.
Glokom Tedavisinde Akupunktur
Glokom görme sinirinde ilerleyici tahribat yapan sinsi karakterde yıllarca sessiz sedasız ilerleyen ve körlüğe kadar götürebilen, genellikle göz içi basıncı yüksekliğiyle seyreden kronik bir hastalıktır. Aköz hümor drenajı; trabeküler yol, uveaskleral yolla olur. Yüksek tansiyonlu gözlerde, schilem kanalındaki akış direnci yükselir ve beraberinde endojen steroid yüksekliği de görülebilir.
Akupunktur; direnci düşürebilir , endojen steroidi dengeler, hümor aköz üretimini düzenler. Optik sinir başı beslenmesini artırır.
VAKA:
Tek gözlü,62 y.erkek hasta: ful doz ilaçla TO: sağ 20-24 aralığında sol:12 (görmeyen göz), haftada 2 kez olmak üzere 10 seans akupunktur yapıldı. Göz tansiyonu ölçümleri seanslardan 5 dk. önce ve 5 dk. sonra yapıldı. Hastada ; seansdan 5 dk. sonraki göziçi basıncı ölçümü 1-2 mmHg yüksekti. Diğer ölçümler başlangıç değerlerden düşme eğilimindeydi (2-3 mmHg). Ölçümler st.17-19 saatleri arasında yaplıdı. Sonuç olarak, akupunktur tedavisi ile birlikte göziçi basıncının 1-3 mmHg daha düşük olduğu gözlemlendi ve akupunkturun glokom rahatsızlığına ilaçlarla beraber katkı sağladığı görüldü.
Kurusu ve arkadaşları Japonya’dan 11 glokom hastası üzerinde yaptıkları çalışmada, akupunktur tedavisinin başlangıcından sonra 15. dakika, 1. hafta, 2. hafta ve 5. haftada göz içi basınçlarını ölçtüklerinde, başlangıç değerinden giderek daha fazla düşme eğilimi gösterdiğini ve istatistiksel olarak anlamlı azalma olduğunu tespit etmişlerdir.
Akupunktur tedavisinin glokom tedavisine ek olarak uygulandığında göz içi basıncı kontrolünde katkı sağlayabileceğini göstermişlerdir. (1)
Hummelsberger ve arkadaşları Almanya’dan prospektif bir çalışma ile glokomlu ve okular hipertansiyonlu hastalarda akupunktur tedavisinin göz içi basıncına etkisini araştırdılar. 18 hastaya 1 kür akupunktur tedavisi uygulandı. ( liv-3 Li-4 gb-37)
Hedef parametreler; göz içi basıncında düşme,tedavinin uygunluğu gibi ölçümler. Göziçi basıncı ölçümü akupunkturdan 15 dk. önce, 15 dk sonra ve 24 saat sonra yapıldı. Ortalama göz içi basınçlarında (21.94 +/-2.4 mmhg.) tedaviden 15 dk sonra (-2.67 +/-1.34 mmhg) ve 24 saat sonraki kadar (-2.5 +/-2.13 mmhg), anlamlı düşmeler görüldü. Yan etki görülmedi.
Çalışmanın sonucunda, akupunktur tedavisinin glokom ve okular hipertansiyonda geçerli bir tedavi olduğu kanıtlandı. (2)
Referanslar
1. Acupuncture for patients with glaucoma. Kurusu M, Watanabe K, Nakazawa et al. Explore (NY). 2005 Sep;1(5):372-6.)
2. Standardized acupuncture therapy in patients with ocular hypertension or glaucoma–results of a prospective observation study. Uhrig S, Hummelsberger J, Brinkhaus B. Forsch Komplementarmed Klass Naturheilkd. 2003 Oct;10(5):256-61. German.
ÜVEİT
Uveal traktusun inflamasyonu, aynı zamanda komşuluğunda bulunan yapılarıda tutan birçok intraoküler inflamasyonu tanımlamak için de kullanılır.
Uvea anatomisi:
Uveal sistem üç kısımdan oluşur. İris:Kornea ile lens arasında,hümör aköz içinde asılı,ince,kontraktil ve pigmentli bir diyaframdır.Çepeçevre silyer cismin ön yüzüne yapışır. Korpus Siliare:İris kökü ile koroid arasında,halka şeklinde ön sklera iç yüzüne yerleşmiştir. Koroid:Arkada optik diskten, önde silier cisme uzanan,sklera ile retina arasındaki bol damarlı bir yapıdır.
VAKA;
Anterior üveitli, 41 yaşındaki bayan hasta 4-5 yıldır 6 ayda bir tekrarlayan üveiti mevcuttu. Nedeni tam olarak belirli değildi. Hasta aktif üveit atağı ile geldiğinde modern tıbbın medikal tedavisi yanında haftada 2 kez olmak üzere 1 kür akupunktur tedavisi uygulandı. Hastanın ilaç tedavisine cevabı daha hızlı idi. İki haftada ilaç tedavisi sonlandırıldı. Hasta 2 yıl takip edildi ve bu süreçte herhangi bir üveit atağı gelişmedi.
3. Prevalent use of complementary and alternative medicine by patients with inflammatory eye disease. Smith JR, Spurrier NJ, Martin JT, Rosenbaum JT. Ocul Immunol Inflamm. 2004 Sep;12(3):203-14.
Smith ve arkadaşları USA Portlandda inflamatuar göz hastalıklarında tamamlayıcı ve alternatif tıbbın kullanım sıklığını araştırdılar.
Amaçları inflamatuar göz hastalıklarında tamamlayıcı ve alternatif tıbbın(TAT) kullanım sıklığını araştırmaktı. Çalışma üniversite referanslı inflamatuar göz hastalığı olan hastalarla 3 ayrı periyotta yüz yüze görüşme şeklinde yapıldı. 89 hastanın 37 sinde (%42) tamamlayıcı ve alternatif tıbbın tedavisi uygulandığı görüldü. 13 hastaya vitamin tedavisi, 10 hastaya bitkisel tedavi, 15 hastaya dua, 9 hastaya akupunktur tedavisi yaplıdığı görüldü. Hastaların 3’de birinden fazlası tamamlayıcı ve alternatif tedaviyi kullanılıyordu.
Sonuç olarak, tamamlayıcı ve alternatif tıbbın kullanımı inflamatuar göz hastalıklarında sıktır. Çünkü bu hastalığın tedavisi uzundur, kullanılan ilaçların yan etkileri vardır ve immün sistemi etkileyebilir. Klinisyenler bu hastalıklarda rutin olarak diğer tedavileri de sorgulamalıdırlar.
KIRMA KUSURLARI (REFRAKTİF HASTALIKLAR)
Dünyada insanların %35’inde miyopi, %15’inde hipermetropi, %15’inde astigmatizma bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu insanların %70’i gözlük ve kontakt lens kullanımından memnun değildir.
MİYOPİ
Uzaktan gelen ışınlar retinanın önüne odaklanmaktadır. Uzaktaki cisimler bulanık görünürken, yakında olan cisimler daha rahat seçilirler.
HİPERMETROPİ
Uzaktan gelen ışınlar retinanın arkasında odaklanmaktadır. Uzaktaki cisimler bozuk görünürken, 40 yaşından sonra yakındaki cisimlerde bozuk görünmeye başlar. (akomodasyon/uyum yeteneğinin azalmasına bağlı olarak)
ASTİGMATİZMA
Astigmatism korneanın sferik yapısının bozuk olduğu durumdur. Genellikle silindirik bir yapı oluşumu vardır. Birden fazla odak nedeni ile uzak ve yakın görme bulanıktır.
AKOMODOSYON – PRESBİYOPİ
Yakındaki cisimleri görmek için gözümüz odaklama gücünü arttırmak zorundadır. Bu amaçla lensimiz yapısını değiştirmektedir. Bu işleme akomodasyon adı verilir. Yıllar geçtikçe insan lensi sertleşerek akomodasyon yeteneği kaybeder ve 40 yaşında yakın görme sorunları başlar.
Presbiyopi: 40 yaşından sonra yakın cisimlere odaklanamamak anlamına gelmektedir. Bu noktada yakın gözlükleri takmak gerekir.
Presbiyopi
VAKA:
53 yaşında erkek hasta. Sağ; +1.00 sol;+1.25(-0.50&85) kırma kusuru mevcut. Hastanın kullandığı ve kullanması gereken yakın gözlüğü; sağ +3.25, sol +3.50(-0.50&85). Haftada 2 seans olmak üzere 1 kür akupunktur tedavisi uygulandı ve beraberinde hergün belirli göz egzersizleri yaptırıldı. Akupunktura başlamadan önce gün ışığında kişi jagger yakın okuma kartını 35-40 cm’den ilk 5 satırı (jagger 7’ye kadar okuyabilmekteydi). Akupunktur ve egzersiz seansları bitiminde kişi jagger kartı 1’i 35-40 cm’den aynı gün ışığında okur hale geldi. Yani kişi gün ışığında cep telefonunu mesajlarını ve günlük okuma kitaplarını 35-40 cm’den okuyamaz iken, rahatlıkla okur hale geldi. Hasta şu anda gözlüksüz uzak tam görmekte ve yakın okuma eşelinde bütün satırları 40 cm den okumakta.
4. A combined therapy using stimulating auricular acupoints enhances lower-level atropine eyedrops when used for myopia control in school-aged children evaluated by a pilot randomized controlled clinical trial. Liang CK, Ho TY, Li TC et al. Complement Ther Med. 2008 Dec;16(6):305-10. Epub 2008 May 29.
Liang ve arkadaşları Tayvan’dan okul çağı çocuklarındaki miyopinin kontrolünde kulak akupunkturu tedavisinin düşük düzeyli atropin tedavisinin etkinliğine etkisini araştırdılar. Bu çalışma , miyopinin ilerlemesinin azaltılması ve/veya durdurulmasında atropinli göz damlaları kullanımının ,kulak akupunkturu ile kombinasyonunun etkinliğinin değerlendirilmesi amacı ile yapılmıştır. Miyoplu 71 çocukta uygulandı. Randomize olarak 3 gruba ayrıldı. 1. Gruba %0.25 atropin 2. Gruba %0.5 atropin 3. Gruba %0.25 atropin ve akupunktur uygulandı. 2. grup ile 3. grup arasında anlamlı fark yoktu. Bununla birlikte 1. ve 3. grup arası anlamlı fark gözlemlendi.
Sonuç olarak kulak akupunkturu uygulaması, miyopinin kontrolünde ilerlemesinin durdurulması %0.25’lik atropin etkisini artırmaktadır. Bu etki %0.5 lik atropinin tek başına kullanılmasına eşittir.
KERATİTLER
Korneanın iltihaplarına keratit adı verilir. Bakteriler, virüsler ve mantarlar korneayı enfekte edebilir. Gözde kızarıklık, akıntı, ağrı, görme kaybı ve ışıktan rahatsızlık meydana gelir.
VAKA:
Stromal keratitli, 68 yaşında bayan hasta. yaklaşık 1,5-2 yıldır tekrarlayan (ortalama 3 ayda bir tekrarlıyordu) stromal keratiti vardı. Yaklaşık 1-1.5 aylık medikal tedavi ile stromal ödemi düzeliyordu. Fakat ilaçları kesildikten kısa bir süre sonra hastalık tekrarlıyordu. Hastaya medikal tedavinin yanında 1 kür akupunktur uygulandı. Akupunktur ve medikal tedavi sonrasında hasta da 1 yıl süre ile atak görülmedi. 1 yılın sonunda önceki ataklarına nispeten üçte iki oranında daha az şiddetli bir atakla geldi. Akupunktur hastanın hastalığının şiddetini ve nüks hızını azalttığı görüldü. Eğer 1 yılın sonunda akupunktur destek kürü tamamlansaydı hiçbir nüks görülmeme ihtimali yüksekti.
KURU GÖZ SENDROMU (keratokonjunktivitis sicca)
Göz yaşının kalite veya kantitesinde bozukluk mevcuttur. Fizyolojik olduğu gibi, doğuştan, menapoza bağlı, otoimmün kollejen (Sjögren send)hastalık ve toksisiteye bağlı olarak meydana gelebilir.
5. Treatment of intractable dry eyes: tear secretion increase and morphological changes of the lacrimal gland of rabbit after acupuncture. Gong L, Sun X. Acupunct Electrother Res. 2007;32:223-33.
Gong ve arkadaşları, Yeni Zellanda kökenli bir çalışmada tavşanlar üzerinde , akupunkturun göz yaşı sekresyonu ve lakrimal bezler üzerindeki morfolojik değişimler üzerine etkilerini araştırma yapmışlar. Akupunktur tedavisinin lakrimal bezlerdeki sentez ve sekresyonu etkileyerek, göz yaşı testlerinde (Schirmer testi 1) %60 artış yaptığını tespit etmişler.
6. Effect of acupuncture in keratoconjunctivitis sicca. Nepp J, Derbolav A, Haslinger-Akramian J, Mudrich C, Schauersberger J, Wedrich A. Klin Monatsbl Augenheilkd. 1999 Oct;215:228-32.
Nepp ve arkadaşları akupunktur ile başarılı bir şekilde tedavi ettikleri bir hasta serisinde her hastada farklı etkiler gözlemişler ve aynı zamanda çalışmalarında akupunkturun etkisi ile tedavi edilen kuru gözlerin etiyolojileri arasındaki korelasyonu değerlendirmişlerdir. 87’si kadın 15’i erkek 102 hastaya, haftada bir, yarım saat olmak üzere, bir kür uygulamışlardır. Kuru göze neden olan etkenleri geleneksel Çin tıbbına göre iç ve dış faktörler olmak üzere ikiye ayırmışlar.
Dış faktörleri; toksik, alerjik, ilaca sekonder, oküler yüzey enflamasyonu ve enfeksiyonu, kontakt lens ve genel dış irritan etmenler olarak sınıflamışlardır.
İç faktörleri de ; hormonlar, immun sistem, psikolojik, Vit-A eksikliği olarak sınıflamışlardır. Akupunkturun öncesi ve sonrasında Schirmer testi, gözyaşı kırılma zamanı ve gözyaşı damlatma sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit etmişlerdir (p < 0.001).
İç ve dış faktörler arasında akupunkturun etkisi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulmamışlardır. Bu çalışma akupunkturun fonksiyonel hastalıklar üzerindeki etkisini göstermektedir.
DİYABETİK RETİNOPATİ
Diyabetik retinopati ülkemizde ve dünyada en önemli ve tedavi edilebilir körlük nedenlerindendir. Gözün görmeyi sağlayan sinir tabakası olan retinadaki kılcal damarların etkilenmesiyle ortaya çıkan tablodur.
7. Zhang ZL, Ji XQ, Zhang YH, Yu SH, Xue L. Controlled study on the needling method for regulating the spleen and stomach for treatment of diabetic retinopathy. Zhongguo Zhen Jiu. 2006;26:839-42.
Zhang ve ark. akupunkturun diyabetik retinopati üzerine olan klinik terapötik etkilerini ve mekanizmasını araştırdılar. Diyabetik retinopati olan 120 hastayı altmışlar 60 kişilik iki gruba böldüler ve gözlem grubu ve kontrol grubu olarak ikiye ayırdılar. Gözlem grubuna temel diyabetik tedavi yaklaşımı uygulanmış ve dalak ve mide düzenlemesine yönelik akupunktur uygulandı. Kontrol grubundaki hastalara da göz çevresindeki akupunktur noktalarına uygulama yapıldı.
Gözlem grubunda genel metabolizma fonksiyonlarının kontrol grubundakilere göre belirgin olarak daha iyi düzeldiği görüldü. Aynı zamanda bu gruptaki diyabetik retinopati bulguları da düzeldi. Bu gruptaki düzelmenin genel vücut fonksiyonlarının düzelmesi ile ilişkili olduğu kanısına varıldı.
RETİNİTİS PİGMENTOSA
Gözün retinasını etkileyen bir grup kalıtsal göz hastalığına verilen isimdir. Görmeyi sağlayan fotoreseptör (koni ve çubuk şeklindeki) hücrelerinin bozulmasına neden olur. Hastalığın en belirgin semptomu fotoreseptör hücrelerin bozulup ölmesiyle ilerleyen görme kaybıdır.
8. Reported effects of non-traditional treatments and complementary and alternative medicine by retinitis pigmentosa patients. Kiser AK, Dagnelie G.
Clin Exp Optom. 2008 Mar;91(2):166-76.
Kiser ve arkadaşları ABD’den, Retinitis Pigmentoza’da geleneksel ve alternatif tıp ile, geleneksel olmayan tedavilerin etkinliğini araştırdılar. Hepsi Retinitis pigmentozalı 96 hastaya, 9 çeşit tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulandı. Meditasyon, zihin vücut tedavisi(mind body), yoga, hareket tedavisi, akupunktur, masaj tedavisi , ruhsal-dinsel tedavi, herbal ve aroma terapi.
Tamamlayıcı ve alternatif tıb kullanılan R.pigmentozalı hastalarda görmede artışı tespit edildi. Fiziksel ve ruhsal iyileşme hissettiler. Klinisyenler ve araştırmacılar bu tedavilerin uygulanışına karşı daha duyarlı olmalılar.
9. Restraining effects of acupuncture on photoreceptor cell apoptosis in rats with retinitis pigmentosa induced by N-methyl-N-nitrosourea. Ma RL, Zhou GM, Zhang R.
Zhongguo Zhong Xi Yi Jie He Za Zhi. 2009 Jan;29(1):43-5. Chinese.
Ma ve arkadaşları 50 günlük ratlarda intraperitoneal MNU enjeksiyonu ile R. Pigmentoza oluşturdular. Ratlar randomize olarak akupunktur grubu ve kontrol grubu olarak 2 gruba ayrıldı. Akupunkturun fotoreseptör hücre apopitozisini belirli dereceye kadar önlediği sonucuna vardılar.
10. Effects of electroacupuncture on retinal nerve growth factor and brain-derived neurotrophic factor expression in a rat model of retinitis pigmentosa. Pagani L, Manni L, Aloe L.
Brain Res. 2006 May 30;1092(1):198-206. Epub 2006 May 11.
Pagani ve arkadaşları, İtalya’dan, Kalıtsal retinitis pigmentosa bulunan tavşanlarda elektro-akupunkturun (EA) retinal dejenerasyonun progresyonu üzerine olan etkisini araştırdılar ve bu olayı retinal nörotropin salınımını gözleyerek incelediler. Otuz günlük olan tavşanlara her gün 25 dakika düşük doz Elektro-akupunkturu birbirini takip eden 11 gün boyunca uyguladılar. Tedavi edilmemiş kontrol grubundaki tavşanlar ve elektro-akupunktur ile tedavi edilen gruptaki tavşanlar son elektro-akupunktur seansından bir saat sonra kurban edildi. Retinaları biyokimyasal, moleküler ve immunuhistokimyasal analizler için alındı. Alınan retinalar incelendiğinde elektro-akupunktur uygulanan grupta retina hücrelerinde retinal sinir büyüme faktörü salınımında, onun bağlandığı reseptörlerde, damarlanmada artış ve dış nükleer tabakada kalınlaşma tespit ettiler.
11. Sagara Y, Fuse N, Seimiya M, Yokokura S, Watanabe K, Nakazawa T, Kurusu M, Seki T, Tamai M. Visual function with acupuncture tested by visual evoked potential. Tohoku J Exp Med. 2006 ;209:235-41.)
VEP testi görsel fonksiyonların objektif olarak değerlendirilmesini sağlayan bir testtir. Sagara ve arkadaşları, Tokyo’dan 19 sağlıklı birey (38 göz) üzerinde yaptıkları çalışmada akupunkturun VEP üzerine etkilerini araştırdılar. P100 Latansları 101.7 msec’dan daha düşük olan olgularda akupunktur tedavisinden sonra anlamlı bir değişiklik göstermezken, latansları 101.7 msec ile aynı veya daha uzun olan olgularda tedavi sonrası istatistiksel farklılık tespit edilmiştir. Bu sonuçlar patern uyarım VEP’te P100 latanslarına akupunktur tedavisinin, latanslarında gecikme olan hastalar üzerine etkileri olduğunu gösteriyor. Bu elektro fizyolojik metodun akupunktur tedavisinin görsel fonksiyonlar üzerine olan etkilerini monitorizasyonda kullanılabileceği yönünde bir sonuçtur.
Dr. Osman Şalkacı