slayt-1
slayt2
slayt3
slayt4
slayt-5
slayt-6
slayt-7
previous arrow
next arrow

Bitkiler 2

İnsan, yapısındaki tüm maddeleri, çevreden alır. Çünkü çevresinde yetişen bitkilerle ya da onlarla geçinen canlılarla beslenir.

İnsan, yapısındaki tüm maddeleri, çevreden alır. Çünkü çevresinde yetişen bitkilerle ya da onlarla geçinen canlılarla beslenir. Dolayısıyla, beslenmesine ve vücudunun alımına göre çevreden aldığı bu maddeler, elemetler ve kimyasallar da değişkenlik gösterir.

Sağlığın tarifi niteliğinde olan vücuttaki bu elementler ve kimyasallar arasındaki ince dengeler, birikim ya da yetersizlik nedeniyle zamanla bozulabilir. Hafif dengesizlikler sağlıkta kırılganlık olarak kendini gösterirken, aşırılıklar veya yetersizlikler hastalıkların temel nedenleri arasında yer alacaktır.

Başlangıçta, vucudun ihtiyaç duyduğu azalmış maddelere karşı artmış iştah, fazlalık gösteren maddelere karşı isteksizlik ve mide bulantısı bu dengeyi korumaya çalışır. Fakat, dengesizlik iştah yardımıyla çoğunlukla düzeltilemez, çünkü alışkanlıklar iştahı yönetir ve yönlendirir. Bir kaç elementin dengesizliği ise çoğunlukla aşırı iştahsızlık, aşırı iştah ya da iştahta sapma, yani iştah şaşkınlığı olarak kendini gösterir ve tümüyle çözümsüzleşir. Hamilelikteki aşerme diye adlandırılan iştah sapması bunun bir örneğidir.

Tüm bu risklerin önüne fazla beslenmeyle değil, dengeli beslenmeyle geçilebilir. Bozulan dengeler yine gecikmemek şartıyla bitkiler yardımıyla belli bir oranda düzeltilebilir.Bitkiler de insanın beslendiği çevreden beslenirler ve beslenmelerinde seçicidirler.

Bazısı bünyesine topraktan demiri fazla alır, kansızlık tedavisinde etkindir, örneğin Isırgan Otu gibi.. Bazıları insülin hormonunun ko-faktörü -yani anahtarı- olan kobalt elementini depolar ve özellikle şeker hastalığında kullanılır; kekik gibi. Bazıları sinir sisteminde etkin kimyasalları fazla üretir; melisa otu, kantaron çiçeği gibi. Bazıları ise idrar söktürücüler açısından yoğundur; mısır püskülü, maydanoz gibi…

Yani, bitkilerle vücuttaki fazlalıkları azaltmak ve eksiklikleri yerine koymak, vücutta gerçekleşen kimyasal olayları desteklemek mümkündür.

Özetle, bitkilerin yardımıyla kolay hastalanmaktan korunmak, eğer hastalık kendini gösterdiyse orta – karar bir etkide bulunmak imkan dahilindedir. Doğru uygulandıktan sonra, yan etki potansiyeli çok düşük böyle bir yöntemi akupunktur gibi etkin ve zararsız bir tedavi yöntemiyle buluşturmak ise tahmin ötesi sonuçlar vermektedir.

Dr. M. Salih Özaytürk