Hayat ile neticelenen olaylar dizisine baktığımız takdirde sürekli tekrarlanan ve tekrarlandığı her basamak için hayati önemi bulunan iki temel geçeği görürüz: 1- Farklılık2- Birliktelik Hayatın içerisindeki farklılık ve birliktelik ö
Hayat ile neticelenen olaylar dizisine baktığımız takdirde sürekli tekrarlanan ve tekrarlandığı her basamak için hayati önemi bulunan iki temel geçeği görürüz:
1- Farklılık
2- Birliktelik
Hayatın içerisindeki farklılık ve birliktelik örnekleri sayılamayacak çoktur. Mesela en geniş dairede güneşlerin ve gezegenlerin birlikteliğini görürüz. Biri ateştir ve aydınlatır, diğeri ise aydınlanmaya muhtaçtır. Yine en dar daire olan atomlarda elektronların ve protonların birlikteliklerini gözlemleriz. Bu ikisin ortasındaki hemen her şey farklılığın birlikteliğine birer örnektir. Sıcak ve soğuk, kuruluk ve nem, ateş ve su, durgunluk ve hareket, sert ve yumuşak.. hatta polenler ve çiçekler, erkek ve dişil özellikler karşıt özelliklere birer örnek oldukları gibi, üretkenliğe de örneklik ederler.
Özetle, hayatın beşiği olan dünyada ve özellikle hayatla sonuçlanan her olayda bu durum rahatlıkla gözlemlenebilir.
Denge
Güneşle dünya arasındaki mesafenin ölçüsü, atmosferdeki gazların oranları, topraktaki elementlerin miktarları hep bir denge üzeredir. Bu hassas dengeler, hayat ile neticelenen her olayda yaşanan bir gerçektir. Hava, su, toprak, toprak içerisindeki yüzlerce değişik element ve binlerce farklı bileşik değişik ve farklı oranlarla bir araya gelerek hayata merhaba derler.
Vücudumuzdaki minerallerin ve bileşiklerin de oranları bellidir, bu oranlardaki en ufak bir şaşma hayatımızı tehdit etmektedir.
Çevresel denge hayata beşiklik ettiği gibi, canlıların bünyelerindeki dengeler de hayatın bir yansıması olan sağlıklı olma haline zemin oluşturur. Evrendeki veya vücudumuzdaki unsurların herhangi birinin olması gerekenden daha az ya da çok olması dengeyi bozacaktır. Bozulan dengeler yaşadığımız çevrede ısınma, kıtlık ve susuzluk, çoraklık olarak kendini gösterdiği gibi, vücudumuzda da sağlığın bozulması ve hastalıklar olarak kendini gösetrir.
Yönetici organlarımızın bozulan dengeleri ‘yeni bir denge’ olarak kabul etmeleri ise hastalıkların kronikleşmesinin en önemli nedenleri arasındadır.