Akupunktur – Ozon – Mezoterapi – Proloterapi

slayt-1
slayt2
slayt3
slayt4
slayt-5
slayt-6
slayt-7
previous arrow
next arrow

Akupunktur Nedir?

Akupunktur, ancak tecrübeli, hassas ellerle bulunabilen ya da hassas cihazlar yardımıyla ölçülebilen vücuttaki enerji yuvalarına, salt iğne batırmakla yapılan uyarıların tedavi amaçlı kullanılmasıdır.

Akupunktur Nedir?

Akupunktur tedavi yönteminde özel olarak imal edilmiş olan steril iğneler kullanılır. Bu iğnelerin vücuttaki ve kulaktaki belli noktalara batırılması ile uygulanan bir tedavi şeklidir. Bu tedavi sırasında geçici ve kalıcı iğneler kullanılabilir. Geçici iğneler seans sonrasında hemen çıkarılırken, bazı kalıcı iğneler bir haftaya kadar, bazılarıysa bir aya kadar hastanın vücudunda bırakılabilir.

Akupunktur noktalarında oluşturulan uyarıların kaç yolla etkisi olmaktadır?

Birincisi, doğrudan etki; problemli bölgenin yakınına batırılan iğneler yardımıyla elde edilir.

İkincisi, uzak etki; kas zarları gibi elektiriği kolay ileten yüzeyler yardımıyla uzaktaki bölgeye ulaşılır. daha kalıcı bir etki elde edilir.
Üçüncüsü, yine uzak noktalar yardımıyla ve sinir yollarıyla beyin üzerinden ilgili organa ulaşılır. Bu tedavide oldukça karmaşık ve ciddi etkiler elde edilir. Tedavi sonucu hemen daima kalıcıdır. Kulak akupunkturu bunun en seçkin örneğidir.

Akupunktur uygulamasında kullanılan diğer yöntemler nelerdir?

Akupunktur tedavisinde kullanılan iğneler çelik, altın ya da gümüş olabileceği gibi, deri altı dokulara ulaşabilen lazer ışınları da tedavide kullanılmaktadır. Moxa ise oldukça eski dönemlerden beri noktaların yalnızca uyarılması için kullanılan bir yöntemdir. Günümüzde altın ve gümüş iğnelerin yerini ‘elektro-akupunktur’, noktanın ısıtılmasına dayalı ‘moxa’ yönteminin yerini ise ‘lazer akupunktur’ almış gibi görünmektedir.

Uygulamada başarı için neler gereklidir?

Birincisi, akupunkturda her bir nokta alfabenin harfleri gibidir. Doğru tedavi için noktaların uyumlu birlikteliğine ihtiyacımız vardır. yalnızca kulakta 200’ü aşkın noktanın bulunduğu göz önüne alınacak olursa, akupunkturda hastalığa özgün nokta grupları değil, hastaya özgün nokta kombinasyonunun bulunması gerekliliği ve imkanı rahatlıkla anlaşılabilir.
İkincisi tanı yöntemlerinin doğruluğudur. Bunun için, hem modern tıp yaklaşımlarına, hem de geleneksel akupunktur yöntemlerinin tarifinde yer alan tanı yöntemlerine hakim bir zihin gereklidir.

Yani, başarılı sonuç için her hastalığa, hatta her hastaya özgün doğru noktaların doğru seanslarda kullanılması şarttır.

Dr. M. Salih Özaytürk