Alerji, vücudumuzun yabancı maddeye karşı bir savunma davranışıdır. Ancak alerjik yatkınlıkta bu mekanizma aşırı duyarlı bir hal almıştır.
Alerji ve Akupunkturla Tedavisi
Alerji, vücudumuzun yabancı maddeye karşı bir savunma davranışıdır. Yabancı madde tehlikeli ise bu durum hayati öneme sahip bir koruma refleksidir. Ancak tehlikesi bulunmayan ve her yerde karşımıza çıkabilen maddeler bu mekanizmayı çalıştırdığında hayat bizim çekilmez bir hal alabilir.
Alerjik tepkime bir şekilde başladığında ödem, kaşıntı ve huzursuzluk onu takip eder. Bir yerde veya bölgede başlayarak yayılabilir. Çünkü alerjik tepki mekanizması vücudumuzun hemen her noktasında, kanda ve dokularımızda mevcuttur.
Bağışıklık sistemindeki aşırı tepkisellik istemsiz sinir sistemindeki dengesizlikle birleştiğinde alerjik yatkınlık ortaya çıkar.
Bazen bir alerjenin tetiklemesiyle, bazen vücudun kendi ürettiği bir maddenin etkisiyle cildimizde kaşıntı başlar. Bu esnada alerjinin nedeni olan maddeler vücudumuzun kılcal dolaşımının yavaş ve soğuk olduğu bölgelerinde çökelir. Dolayısıyla cildimiz vücudumuza oranla daha soğuk olduğu için daha fazla etki altında kalır. Cildimiz bu ilk etkiden sonra kabarır, ödem oluşur. Alerji ilerleyerek devam ederse, cildimizde yanık benzeri bir etki oluşturarak akıntı ve soyulmaya kadar ilerleyebilir.
Akupunktur problemin kökenine inerek savunma sistemindeki aşırılığı teskin eder. Böylece alerjik tepki azalarak ortadan kalkar.
Akupunktur tedavisi sinir sistemindeki dengesizliği onararak gece ve gündüz akışı içerisinde olması gereken ritmine kavuşturur. Böylece alerjik tepki, nedene bağlı olmaksızın, azalarak ortadan kalkar. Alerjinin cildimiz üzerindeki olumsuz etkisi ise uzaklaşarak kaybolur.
Tedavi genellikle 12 seans kadar sürer. Tedavinin yarısından sonra beklenen olumlu sonuç kendini ciddi şekilde hissettirir. Tedavinin sonucu, küçük hatırlatmaları gerektirmekle birlikte çoğu vakada ömür boyudur.
Dr. Mehmet Salih Özaytürk