Akupunktur denge ve uyum sisteminin muhteşem bir anahtarıdır. Hayatımızın, zihnimizin ve bedenimizin yeni duruma uyumunu kolaylaştırır, zihni berraklaştırır, yorgunluğu ortadan kaldırır ve karar mekanizmasını hareketlendirir.
Ruhsal Çöküntü ve Akupunkturla Tedavisi
Depresyon ya da ruhsal çöküntü problemini iki gruba ayırarak ele almak gerekir. Majör depresyon olarak adlandırılan birinci grupta, genetik yatkınlık zemininde gelişen ruhsal çöküntüler yer alır. Bu grupta depresyon genellikle herhangi bir neden olmaksızın açığa çıkar. Bazen tetikleyici bir neden bu açığa çıkışı kolaylaştırır.
İkinci grup depresyonlarda ruhsal çöküntüye yol açan harici nedenler vardır. Kişide ruhsal travmaya yol açan savaş, yıkım, bir yakının kaybı, iş kökenli veya ailevi zorluklar gibi gerçek nedenler sorunun kökeninde yer alır. Bu sorunların ortak bir yönü vardır; genellikle beklenmedik şekilde açığa çıkmış ve kişiyi hazırlıksız yakalamışlardır. Bazen beklenen bir durum olsa dahi kabul edilmesinde zorluklar vardır, yakınlarımızı kaybetmek gibi.
Genetik yatkınlıkla açığa çıkan birinci grup depresyon, medikal tedavilere dahi oldukça dirençli bir problemdir. İntihara yatkınlık bu rahatsızlığın tedavisindeki en zor taraftır. Akupunktur bu tür sorunlarda medikal tedavinin yetmediği durumlarda bir destek tedavisi olarak tercih edilmelidir.
İkinci grup ruhsal çöküntülerin çözümünde ise akupunktur öncelikli olarak tercih edilebilir. Çünkü bu tür depresyonlar hayatımızın içerisine girdiği yeni duruma bir tepki olarak gelişir. Akupunktur ise denge ve uyum sisteminin muhteşem bir anahtarıdır. Hayatımızın, zihnimizin ve bedenimizin yeni duruma uyumunu kolaylaştırır, zihni berraklaştırır, yorgunluğu ortadan kaldırır ve karar mekanizmasını hareketlendirir. Yeni duruma sağlıklı bir şekilde uyum sağlamış, dingin, kararlı ve canlı bireyler olarak hayatımıza devam ederiz bu tedaviden sonra.
Tedavide elektro-akupunktur yöntemi oldukça etkindir. Hastanın durumuna göre kulak akupunktur yöntemi ve vücut akupunktur tedavisi birlikte kullanılabilir. Tedavi eşit aralıklı seanslar halindedir. Seans sayısı problemin derinliğine göre değişmekle birlikte, genellikle 12 seans ile 20 seans aralığındadır.
Dr. Mehmet Salih Özaytürk